Ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu,deprem ile yaşamak zorunda olduğumuz herkes tarafından biliniyor artık! En son yaşadıgımız AFAD'ın verilerine göre 06 Şubat 2022 saat 04:17'de Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 7.7; saat 13.24'te Elbistan ilçesinde 7.6 büyüklüğündeki depremlerde bunu bir kez daha görmüş olduk . Bununla birlikte , 17 Ağustos 1999 da 03:02 de meydana gelen gölcük merkezli depremde hafızalara kazınmıştı. 17 ağustos depreminden ardıdan 12 Kasım Düzce depremi de hayli büyük bir depremdi. Ancak son yaşadığımız Kahramaanmaraş merkezli deprem bir anda bu iki depreminde önüne gecti. Hem büyüklük bakımından hem süre bakımından ve hemde bıraktığı hasar bakımından oldukca büyük depremdi ve yaklaşık 10 il bu depremden etkilendi.
İnsanlar son yaşanan Kahramanmaraş depreminden sonra, bu depremin beklenen Marmara dpremini tetikleyip tetiklemeyeceğini sormaya başladı ki bu soru bana kalırsa gereksiz boş bir soru. Bununda nedeni; bilinen ve gelecek olan büyük bir deprem var. Bu depremin ne zaman olacağından cok , bu depreme ne kadar hazır olduğumuz önemli bence. Peki bizler Marmara depremine hazırmıyız? İşte bunun da cevabı aslında Kahramanmaraş depreminde saklı ! 10bin in üzerinde can kaybının olduğu Kahramanmaraş depremi, yakın bir zamanda gelecek olan Marmara depremine hazır olmadığımızın bir göstergesi değilmidir ? Keza İzmir de 30 Ekim 2020’de yaşanan 6,6 büyüklüğündeki depremde veriilen onca can kayıplar da depreme hazır olmadığımızın göstergesi değilmidir ? . En basitinden kücük bir depremde ''acaba istanbulu tetiklermi'' diye soruyor veya araştırıytor olmamız bile , deprem konusunda kendimizi güvende hissetmediğimizin açıkca belirtisidir. Kendimizi güvende hissetmiyoruz .... Hissetmiyoruz cünkü biliyoruz depreme hazır değiliz. Yapılarımızla insanlarımızla mühendislerimizle müteahit adı verilen o coğu sahtekar cakal gözünü para bürümüş cahil kısımla evet hazır değiliz. Müteahit ler şimdi bana kızacaklar belki ama durum maleef bu ! yani Türkiye de olan depremlede alınan ağır hasar ve kayıpların büyük bir yüzdesi ya mühendislik hatası ya idare hatası ya prosedür hatası yada ac gözlü müteahitleri işgüzarığı !. Deprem öldürmez diyor bir çok deprem uzmanı. Evet deprem öldürmez. Depremler; milyonlarca yıldır dünyanın şekillenmesini sağlayan ve olması gereken muhteşem bir doğa olayı. Bazı deprem uzmanlaraı ise , deprem olan ve fay hattı gecen toprakların daha verimli daha bereketli daha üretken olduğnu doğruluyor. Şu halde Deprem e muhteşem bir doğa olayı diyebiliriz.Evet diyebiliriz.Ancak ne varki yerleşim yerlerindeki gelişi güzel yapılaşma , carpk ve düzensiz kentleşme gözünü para hırsı bürmüşbi takım insanlar vs vs ... depremi bir doğa felaketi haline getirmeyi başarmışlardır....Mantar gibi inşaat firmaları coğalıyor bir o kadar da bu inşaat firmalarını yaapmış olduğu yapılar coğalıyor ve astronomik raakamlarda satışa sunuluyor. Ama hiç bir firma size ''bu bina depremde yıkılmaz'' diye taahüt vermiyor. Yıkılırsa da kaderinde varmış deniyor geciliyor mesela. Peki yumuşak bir zemine belediyenin izin verdiğinden daha fazla kat çıkmak , binada kalitesiz malzeme kullanmak hatta malzemeden calmak deniz kenaralarına dolgu yerlere bina yapmak en önemliside ağacları katledip ağaçlardan boşalan alanlara koca koca binalar siteler yapmak ve bu yapılanlardan sonra yapıların yıkılması nasıl bir kader dir ? Elbette bu bir kader değil vahşettir katliamdır. Samimiyetimle söylüyorum Bakın , deprem yönetmeliğine uygun olmayan yerlerde deprem yönetmeliğine uygun olmayan binalar yapıp ,o bina en ufak bir depremde yerle bir olduğundan buna kader demek ciddi anlamda akıl tutulmasıdır . ''Ama deprem cok ama cok büyüktü yani bu depremde binnın ayakta kalması zordu zaten''....İşte bu da tam bir züğürt tesellisi ve vicdan rahatlatma politikasıdır bana göre. Bir deprem uzmanmız aynen şunları söylüyor ''Bina hasar alır duvarları yıkılır catlar patlar camları patlar catısı ucar.Olabilir ancak binanı komple yerle bir olması kabul edilemez !!'' Aynen katılıyorum buna. Ülkemizde olan büyük depremlerde yıkılan binalar maalesef maalesef bir kac saniyede yerle bir olmaktadır. bu da tabii arada insanlara kaçma fırsatı vermemektedir. Bu durum bile bu binaların ne kadar kalitesiz olduğunun göstergesidir.Düşünsenize 15 20 katlı bir binanın 2 saniyede yıkıldığını. Şaka gibi değlmi ? Kaldıki hep bu yüksek binalar da ağır hasaralar göçmeler oldu ? Peki sebep ? Sebebi gayet acık her biri tam bir mühendislik faciası!!
Deprem Çantası ve Çök Kapan Tutun Panik yapmayın ! bu kısımda size deprem esnasında ne yapnamız gerektiği konusnda fikir vermeyeceğim .Zaten bu benim haddim olan bir şey değil . Sadece Şunu anlamaya calışıyorum , Bırkın 7 noktayı 6 ile hatta 5 ile salanan bir binada ( ki 5 ile olan depremde bile yerle bir olan binalar gördük) bu binalarda nereye çökeceğiz nereye kapanacağız nerden tutunacağız ? yada ne biliyim daha dışarı bile cıkmaya fırsat bulamamışken , depremden önce hazırlaıdğımız konservelipilli radyolu kilimli bisküvili su dolu pet şişeli coraplı şunlu bunlu deprem cantasını ne yapacağız. Sıkıntımız şu ; deprem esnasında dışarıya bile cıkmaya fırsat bulamadan bina çöküyor ve enkaz altında kalıp ya kurtalırlamyı bekliyor ya Allah korusun can veriyoruz . Şimdibu durumda sıkışmış katlanmış kapanmış bir durumda deprem cantası ne işe yarar ?
Kac şiddetinde ki deprem binaların yıkılmasına neden olur ? Şiddet kac olursa olsun depremlerde binaların hasar alması olasıdır. Olağan bir durumdur. Ancak bizim derdimiz binanın hasar alması değil binanın komple yıkılması yada evin komple yıkılmasdır. Elbette sarsıntı sırasında duvar catlar cam patlar avize düşer dolaplar yerinden sökülür yere düşer . Bunlar olağan durumlar ama en ufak bir sarsıntıda bile yerle bir olan evleri yapanların satanların , o eve yapı belgesi verenlerin emin olun ne bu dünyada nede ahirette verecek hesapları yok ! Deprem dc herhangi bir konutta catlak patlak oldu diye , o konutu yapanı sataanı onaylayanı sorumlu tutamayız . Ancak depremin şiddeti ne olursa olsun yıkılan yerle bir olan konutlarla ilgili , buralar a yapan satan yapımına izin veren belediyesinden mühendisine herkes adalet önünde hesap vermelidir. tekrar söylüyorum, daha doğrusu ben değil bunu bizzat uzmanlar dile getiriyor. Sarsıntı şiddeti ne olursa olsun bir konutun binanın artık adına her ne diyorsanız , yıkılması yerle bir olması kabul edilemez edilmemeli!
Deprem hasarlarında insan eli gücü ilk baktıgınızda hiç bir anlam ifade etmiyor değilmi? Hiç doğal bir afet de insan gücü olabilirmi ? Heleki hiç istemiyorum bu konuya girmeyi ama kıyısından anlatayım .Heleki işin içine birde maneviyat girince insan hepten teslim oluyor. Bakın kader veya Kadercilik başka bir şey. yani sen her türlü önlemini almışsındır artık hazırsındır ne biliyim evin 10 şiddetinde depreme dahi dayanıklıdır yıkılmaz etmez ama depremde kafana bişey düşer yada ayaktasındır sarsındıda dengeni kaybedip sen düşersin ve kafanı carparsın ölürsün evet bu kader dir. Amaa .... senin evin sağlam deği zeminin yumuşak zemin max 5 şiddetinde ev pert oldu ve allah korusun altında kaldın can verdin işte burda bi insan eli var demektir. Bu gün baktığıınızda İstanbul Ankara İzmir Bursa Antalya gibi illerimizde kira ortaalaması beş altı binlira en düşük.Buna istinaden, bunu baz alan kırsaldki evsahipleri dekiralarına hatrı sayılı zam yapıyorlar yada evini satacak olanlar en düşük yedi sekizyüz binden aşağı vermiyor evini. Evin ne projesi var ne planı var kara düzen yapılmış birde eve hadi tapusuda olsun bari deyip arsa tapusu almış ve evi satıyor. sende alıyosun . İşte o durumda hiç mezar satn almaya calışma ,zaten mezarını aldın demektir. Ha bu binalar illaki yıkılacak göcecek bitecek altında kalıp öleceğiz diye kesin bir kanım yok.Ancak bu binalarda oturum yaparken iki hatta üc kez düşünmek gerek . Netekim Kahramanmaraş depreminde yerle bir olan binaların coğunun ruhsatsız kaçak olduğu ortaya cıktı. Bi daha düşünmek lazım .
Antakya da yıkım kararı verilen binada mal sahipleri evi boşaltıyor ama aynı mal sahipleri o evleri kiraya veriyor. Üstelik yıkım kararını sürekli ertelettiriyor. Sonuc ? o bina yerle bir oldu ve içinden malesef canlı cıkan olmadı.İşin birde bu boyutu var. biz şu ana kadar mühendislere mimarlara müteahitlere vur abalıya yaptık haklı olarak ama , Mal sahipleri de az çakal deil hani. Kentsel dönşüme giren hasarlı evini ''ben nerde kalırım nereye giderim'' diye yıktırmıyor , hasarlı binada oturmaya devam ediyor. gectiğimiz aylarda bunun haberi sık sık yapıldı. Masumu oynuyor ev sahibi evim şöyle catlak böyle patlak burda oturuyoruz diye dram kesiyor. Belediye devreye bir giriyor ve şunu öğreniyoruz. Meğerse belediye aylar önceden bu insanlara yıkım kararı göndermiş ama buinsanlar evlerinden cıkmak istememişler. Yahu şunu hesaplayan bir gürha ne anlatabilirsin ? ; adam acık acık şunu söylüyor ''benim evim 3+1 150 mkare ama devlet bana 2+1 90 mkare ev verecek . ha versin benim evimin aynısını alsın bu evi yıksın'' e o zmana kal o evin altında da öl daha ne desin devlet sana. Akla mantıga uygunmu sizce? Yani devlet senin hasarlı yapını alacak sana yeni sıfır daire verecek ve senin hasarlı dairenin ölcülerinde verecek he mi ? Kimiside az önce bahsettiğim gibi yıkılacak evini vicdansi pervasız bir şekilde kiraya veriyor. Olan da o evde oturan kiracıya oluyor maalesef .Bazı insanlar cıkıp #deprem ile iligli ,#içki #kumar #zina yı günah kecisi ilan ettiler... tabii içki kumar zinayı tasvip etmiyor onaylamıyoruz kötü birşey hemde en kötü şeylerin başında geliyor yani içki kumar zina nın haram bişey olduğunu kötü bişe olduğunu idrak etmek için birilerinin cıkp bunu demesi gerekmez . Aklıma takılan deli bir sorudur? nedir ? şimdi bizim ülkemizde içki kumar zina olmasaydı deprem olmayacakmıydı ? yada deprem olsa bile binalar yıkılmaacakmıydı yada deprem olup binalar yıkılsa bile altında insanlar kalmayacakmıydı yada deprem olup binalar yıkılıp altında insanlar kalsa bile kimse ölmeyecekmiydi. 18 000 den fazla ölü 60 000 den fazla yaralı 20 000 den fazla hasarlı yapıdan bahsedilirken zibidinin biri cıkmış diyorki ''bakk içki içtin deprem oldu kumar oynadın deprem oldu sakın içki içme kumar oynama'' lan yine soruyorum hadi bu içkicileri kumarcılar zina yapanları memleketten sürelim o zaman bu içine tükrüğümü fayı şunu mu diyecek '' murtaza abii burda içkici kumarcı yok biz burdan gidelim bize burdan ekmek cıkmaz'' bunu mu diyecek .... sonra küfredince küfretti oluyoruz ... ne diyo büyük usta ? ''bana şiirlerimde küfretme diyorlar usülsüz...'' ah Can baba ah ! ne kadar da haklymışsın. Hayır birde bu zibidilere inanıp insanlara cephe alan cahil dangalaklar var ''hilmi bak içki içiyon onda deprem oluyo içme lan içki micki küserim konuşmam bak ha'' yaw biraz akıl mantık..sacmalamayın ! ha içki içsinler zina yapsınlar kumar oynasılar demiyorum ve içkiyi kumarı zinayı asla ama asla tasvip etmiyorum ama gözümüze gözümüze sokulacak onlarca hatta yüzlerce sebep var ken deprem in içkiye bağlanması nedir nasıl bir akıl tutulmasıdır... ''bak yavrum bak sakın icki içme kumar oynama hele hele karıya kıza gitme sakın sonra debrem olur altında kalırsın mazalah'' böyle bi mantık olabilirmi ya ?... içki kumar ve zina katti suretle haramdır cünkü zarardır insana zarardır ama depreme neden olmaz . deprem doğal bir durumdur olması gereken bi durumdur. depremin insanlaara zararı yoktur . İnsanlara zararı olan şey #cahilllik tir #aptallık tır. eğer bi binda yapı kusuru var ise ve buna bilincli birşekilde göz yumuldu ise ve o bina ilk depremde yerle bir oldu ise bunun sorumlusu ne deprem ne de içki dir bunu o kalın kafalarınıza sokun artık !dünya öküzün iki boynuzu arasında duruyor öküz bir sinek yada bir esinti den etkilenip kafaasını salladığında deprem oluyor bu kadara basit .... hadi bunada inanın şimdi ve gidin tüm öküzlere cephe alın gercek sorumlular da elleri bilmemnerelerinde aramızda dolaşmaya devam etsinler !