‘AİLE ÇOK DİKKAT ETMELİ’
Yrd. Doç. Dr. psikolog Nevin Dölek
“Esas soru şu, bu çocuk gelecekte nasıl biri olur? Atakan belli ki şimdiden kendisini zekasıyla tanımlıyor. İlgilense de ilgilenmese de eline ne geçerse okuyor, okuduğunu belli etmeye çalışıyor. Bu da zekasını belli etme gayretinin göstergesi olabilir. Gelecek hayatında başaramadığı şeyler olacaktır. Bu yapamadığı şeyler onun için çok büyük hayal kırıklıklarına sebep olabilir. “Ben çok iyi yaparım” durumuna alışmış bir çocuk yaşadığı her başarısızlıkta sıkıntı yaşayabilir. Etrafta ona yönelik başarı beklentisi de üzerinde baskı yaratacaktır. Bunun dışında uyum sorunu yaşayabilir, arkadaşları arasında farklılaşma, aynı dilden konuşmama, aynı şeylerle ilgilenmeme gibi sorunlar olabilir. Aileye bu noktada büyük görev düşüyor. Zeka konusuna çok fazla dikkat çekmemeleri gerekir. Çocuğu bütünsel olarak yetiştirmek gerekir. Atakan sporla da müzikle de ilgilensin. Sadece ciddi konularla ilgilenip kitap okumasın. Espri de yapsın, geyik de yapsın... Etraftan ona illa politikadan bahsetmesi gerekiyormuş gibi bir algı yaratılmaması gerekir.”
‘DOĞRU EĞİTİM TEKNİKLERİYLE YETİŞTİRİLMESİ GEREK’
Akademisyen ve yazar Bahar Eriş
”İzlediğimiz videolardan çocuğun psikolojisiyle ilgili yorum yapmak çok doğru değil. Çünkü çocuğun nasıl bir ortamda yetiştiğini, söylediklerinin ne kadarının kendisine ait olduğunu bilmiyoruz. Daha önceden çekilmiş olan başka videolarda çocuğun sorulara cevap verebildiğini görüyoruz. Bu da çocuğun düşündüğünü gösteriyor. Yüksek bir potansiyeli olduğu ortada ve bu potansiyelin mutlaka desteklenmesi gerekir. Çocuğu çok fazla göz önüne çıkarmamak, ‘dahi çocuk’ diye lakaplar takmamak gerekir. Sadece başarısına odaklanmamalı, duygusal, sosyal ve fiziksel ihtiyaçları da göz önünde bulundurulmalı. Eğer çocukla ilgili çok fazla beklenti oluşursa bu onun azmini düşürebilir, duygusal olarak etkileyebilir. Çocuğun duygusal ve zihinsel gelişimini desteklemek, bu okumaya dair olan şevkini kırmamak gerekiyor. Çok fazla dahi denirse bu ilgisi azalabilir. Zekaya değil çabaya vurgu yapmak gerekir. Kıyastan kaçınılmalı, üstünlük çok fazla ön planda olmamalı. Çocuğun yaşıtlarıyla bir araya gelmesi ve yalnızlık duygusunun ortadan kaldırılması gerekir. Ben aileye profesyonel destek almalarını tavsiye ediyorum.”
‘FELSEFE OKUMAKLA DEĞİL ANLAMAKLA İLGİLİ BİR ŞEY’
Prof. Dr. Ömer Türker (Marmara Ü. Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü)
“Felsefeyle tanışma çok erken yaşta olmalıdır. Bu açıdan bir çocuğun felsefeyle ilgilenmesini yadırgamamalıyız. Ama tabii ki Atakan daha istisnai bir örneğe benziyor. Bazı çocukların idrakları daha erken gelişiyor. Normal şartlarda felsefenin tartıştığı problemler ilkokul seviyesindeki çocuklara indirgenerek anlatılabilir. Çocuklara matematik öğretiliyorsa felsefe de mutlaka öğretilmeli. Bizim sistemimizdeki problem, felsefenin çocukların anlayabileceği dilden anlatılmaması. Ama artık üslubu ve anlatımları çocuklara uygun çok güzel yayınlar var . Bu sayede çocuklar da felsefeyle erken yaşta tanışabiliyor. Atakan’ın videoda söyledikleri, yaşına uygun bir konuşma değil, yaşının üzerinde bir anlatım tarzı var. Beş ayda 250 kitap okuması bir şey ifade etmez. Önemli olan kavraması. Felsefe okumakla değil, kavramların nereye değdiğini anlamakla ilgili bir şey.”
ATAKAN’DAN KİTAP TAVSİYELERİ
Kendisini “Adım Atakan. Bu kadar. Fazla anlatabilecek hayat hikâyem yok. Metafor uzmanıyım desem olmaz, beyin cerrahıyım desem olmaz, cumhurbaşkanıyım desem olmaz” diye tanıtan Atakan, sosyal medyada yapılan yorumlara, “Çoğu insan ‘seni görünce kitaplığımın sadece sayfalardan oluşan bir yığın olduğunu fark ettim’ demiş. Yapmayın. Olmaz, lütfen. Kitap okuyun” diye yanıt verdi. Atakan kitap tavsiyesinde bulunmasını isteyenlere ise George Orwell’in Hayvan Çiftliği’ni ve Antoine de Saint Exupery’nin Küçük Prens’ini önerdi.
ANNESİ: KİTAP YETİŞTİREMİYORUZ
Atakan’ın annesi Hülya Kayalar oğluyla ilgili şunları söyledi: “Ben ev hanımıyım, babası fabrika işçisi. Atakan çok küçük yaşta okumayı çözdü. Avcılar Mustafa Kemal Paşa Ortaokulu beşinci sınıf öğrencisi. Sürekli kitap okuyor, 7 günün 24 saati felsefe ve psikiyatri kitapları okuyor. Biz ona kitap yetiştiremiyoruz. Başından beri özel bir durumu olduğunun farkındayız. Atakan’ı en güzel şartlarda okutmak istiyoruz. Bir anda büyük bir ilgi oluştu. Biz de şaşkınız. İki gündür telefonlarımız susmuyor. Bu kadar büyük ilgi beni hem umutlandırıyor hem de endişelendiriyor. Atakan’la gurur duyuyorum ve onun eğitimine odaklanmış durumdayım. Atakan ileride psikiyatrist ve cumhurbaşkanı olmak istiyor. Bana göre bu onun için hayal değil, istediği her şeyi olabilecek bir çocuk. Atakan’ın hocası Serpil Giritçi hocamız sayesinde Milli Eğitim Bakanlığı ile iletişime geçtik. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Atakan’la tanışmak istedi. Bugünlük okula göndermedik ve bakanla tanışmaya getirdik.”
TWİTTER’DAN ÜNLÜ OLDU
ATAKAN’ı ilk keşfeden Fethi Çağıl isimli Twitter kullanıcısı oldu. Fethi Çağıl Atakan’ın videosuyla birlikte, “10 yaşındaki Atakan ile D&R reyonlarında tanıştık. Kitaplara bakıyordum: ‘Felsefeye ilgilisin galiba’ dedi. ‘Evet’ dedim. 5 ayda 250 kitap okumuş. 2 saate yakın konuştuk. Hayran kaldım... Aristo’dan girdik, J.J. Rousseau ve Bauman’dan çıktık.!.. Yeni bir arkadaşım oldu...” mesajını paylaştı. Kendinden emin tavırlarıyla konuşan Atakan’ın videosu saatler içinde binlerce kişi tarafından paylaşıldı.
Kaynak : Hürriyet Gazetesi